
Ölesiye nefret ediyorum şu bir kere annelik duygusunu tatsınlar, doğasına aykırı, İÇGÜDÜSEL diyenlerden... Yahu nasıl bir vicdanınız var sizin be? Her yerde rezil olan, işkence edilen, tecavüz edilen, yakılan, açlığa terk edilen yavruları fark etmiyor musunuz? Annelerinin çektiği acıları görmüyor musunuz? Çığlıklarını duymuyor musunuz? Bu kadar ezberlenmiş laflarla nasıl hayat sürüyorsunuz siz? Nasıl? Nasıl? Nasıl?
Bakın size anlatayım, kısırlaştırmadığınız bir tek köpeğin ya da kedinin neler yaşayabileceğini... Sokak hayvanı ya da evinizdeki, hepsi için yazıyorum... Ev hayvanlarının da yarısından fazlası sokağa ya da barınağa düşmektedir çünkü...
Dünyaya gelmiş bir köpek, şanslıysa 4 aylık olana kadar meme emer, annesinin sütü yeterliyse tabi. 2 aylık olana kadar sadece süt emmelidir, ikinci aydan sonra katı yemeye başlar. Annesi sütünün yetmeyeceğini anladığı zaman, yavrularının birkaç tanesinden vazgeçmek zorunda kalır. İÇGÜDÜSEL OLARAK...
Hayvanların insanlardan çok daha fazla üremesinin sebebi, hayatta kalan sayısını en fazla tutabilmektir. Bu yüzden, bir sokak köpeği bir batında ortalama olarak 6-8 yavru yapar. 12 bazen 14 bile olabilir bu sayı.
Biz çok mutlu, hayâller dünyası hayvanseverleri olarak 4 diyelim.
Anne, bebeklerden sağlıklı olanı ve olmayanı çok rahat birbirinden ayırt edebilir. Hasta hayvanın vücut ısısı düşük olur, hareketleri yavaştır, emme refleksi yoktur. Anne bunu farkettiği anda, hasta bebeği diğerlerinden ayrı tutarak, diğerlerini taşıyarak, hastanın üzerine yatarak ya da yiyerek evet yiyerek diğer bebeklerin hayatını güvenceye alır. İÇGÜDÜSEL...
Doğan yavrulardan, en iyi ihtimalle üçünün hayatta kaldığını düşünelim. Onları sırayla bekleyen tehlikeler;
- Ailesinin hiçbir vicdan eğitimi vermediği çocukların işkenceleri: Suda boğma; makatına, vajisina, gözüne, kulağına sert, delici cisimler sokma; asma, iple boğma, dövme, oyuncak gibi oynayarak öldürme vs.
- Trafik: Ezilerek belinin kırılması, kafatasının parçalanması, herhangi bir organı kaybetmesi, felç olması, motorda sıkışarak parçalanması, şanslı olup ( artık ona şans denirse ) ölmeyip hayatta kalarak günlerce bazen aylarca kopuk bacak, kırık bel, dağılmış çeneyle yaşamaya çalışıp daha uzun acı çekerek ölmesi...
- Sokağında hayvan istemeyenlerin tekmeleri, sopaları, silahları, zehirleri...
- İnsan tarafından tecavüze uğrayarak iç organlarının parçalanması, belinin kırılması. Hayatta kalanların büyük kısmı travmatik bir ömür sürer, bir kısmı felç kalır, bir kısmı da yürüyebilse de tuvaletini tutamaz.
- Açlık, susuzluk, bulaşıcı hastalıklar, aşırı sıcaklık, dondurucu soğuklar...
- Tabi gördükleri ya da besledikleri her hayvanı barınağa tıkma heveslisi hayvanseverlerin hakkını verelim. Kendileri, sokak hayvanı ölümlerinin bir numaralı aktör ve aktristleridir.
Bunlardan herhangi birine maruz kalıp, kurtulup, tedavi edilenlerin azımsanmayacak bir kısmı da tedavinin geç kalınmış olması, tedavi esnasında kullanılan ilaçların organlara verdiği zararlar ya da yuva bulamayıp aylarca pansiyon kafeslerinde bekleyip farklı hastalıklara ( psikolojik olanlar dahil ) tutulmalarından dolayı ölürler.
Hayata tutunabilenlerin bir kısmı yuva bulur ama çok daha büyük bir kısmı da yine aynı tehlikelerle yüz yüze yaşamaya çalışır.
Kısırlaştırdığınız, üretmediğiniz her hayvanla bunların önüne geçebilecekken halen, bu devirde, göz göre göre kısırlaştırmaya karşı durmak tüm bu tehlikelerin ateşini bile isteye tutuşturmaktır.
Dünyaya gelmiş olanı koruyun, besleyin, kısırlaştırın, sahiplendirin. Evinizde, bahçenizde, apartmanınızda yer açın. Yaşam kalitelerini yükseltin. Çocuklarınızı eğitin. Komşularınızı eğitin. İş arkadaşlarınızı gerekirse anne babanızı eğitin. Barınaktan, ormandan, sokaktan sahiplenin.
Artık şu anne baba olsunlar, yavruların yeri hazır, doğasına aykırı, günah safsatalarından vazgeçin. Acı çekerek, sürünerek ölmeleri günah değil mi? Bunlara engel olabilecekken saçma sapan bahanelerin arkasına sığınmak günah değil mi?
Anlattığım tehlikeleri sırf, örnekteki kalan üç yavru için değil, milyonlarcası için düşünün. Ve onların da kısırlaştırılmayıp, acıların katlandığını anlayın. Ben hiç hayvan sevmeyen ya da ilgisi olmayan bir insanın kısırlaştırmaya günah dediğini, doğasına aykırı dediğini duymadım. Hep hayvan sevdiğini söyleyenlerin cümleleridir bunlar.
Her yerde hayvanlar eziyet çekerken, üremelerini istemek ancak bir absürd komedi senaryosuna yakışır. Yoksa absürd trajedi mi demeliyim?!
#herkesüşür #hayvanhemşiresiminevural #hayvanhemşiresi #mahalleminköpeği #evindekihayvanıkısırlaştır #kısırlaştırmanınyararları #köpekkısırlaştırma #keidikısırlaştırma #sokağındakihayanıkısırlaştır #kısırlaştırma #kısırlaştıryerinebırak #sokağındakihayvanıunutma #153hayvanambulansıdeğildir #sokakhayvanlarımahallesakinidir #sokakhayvanları #sokakkedisimahallesakinidir #sokakkedisi #sokağındakihayvanınyaşamınısavun #sokakköpeği #sokaktansahiplen #sokak #sokakköpeğimahallesakinidir #mahalleminköpekleri #mahallendekihayvanasahipçık #barınağıarama #birkapsubirkapmama #satınalmasahiplen #hayvankurtarma #toplamaaracı #ormanlarölümkampı #153hayvantoplamaaracıdır #uyutma #barınaklarölümkampı #barınaktansahiplen #barınak #minevural